14 Haziran 2009 Pazar

yalnızlık denemesi-1 / Engin DÜZ

tercihe bağlı ve zorunlu olmak üzere ikiye ayırmak gerekiyor kanımca. öncelikle tercihi yalnızlığa değinmek gerekiyor. tercihi yalnızlık asla yaşanılamayan bir yalnızlık türüdür aslında. insan bir noktadan sonra kendinden dahi sıkılır bir duruma gelebiliyor yalnızken ve kendinden kurtulmanın tek yolu akla gelen ilk yol oluyor. bu da tercihi yalnızlığı yaşanılası olmaktan öte varolan bir olgu haline getiriyor.

Tercihi yalnızlık..

insanın yalnızlığı tercih etmesi yani sosyalliğini bir köşeye itmesi bir başına mevzuyken bunda başarısız olması ise tamamen tartışmaya mahal vermeyecek derecede kabul görmüş bir tabudur. aslında metin üstündağ' ın yalnızlıkla ilgili şu yazdıkları bize yalnızlıkta sınır olmadığını iyice hissettiriyor:

"bazi

kendim
bile
kendime
kalabalik
geliyorum"

yalnızken insan kendiyle olan ilişkisinden bir müddet sonra sıkılmaya başlıyor. gittikçe derinleşen bir kuyuya dönüyor kendi-kendine sohbetleri. ilk başlarda bu kuyudan aşağı doğru inmek bir heyecan, orda görülen karanlık bir huzur verse de zamanla bu tersine dönüyor. acizliğin tavan yaptığı noktaların zivesidir yalnızlık. ne üzerinde bir giysi kalır ne de isminin başında bir niteleme sıfatı.. çıplaklığı anlarsın, çıplaklığı hiçbir şeyle bağdaştırmazsın.. ne gün başlasın istersin ne gün bitsin.. ortada bir yerde kalırsın..

tercihi yalnızlığın başlangıç noktasını anlatan en güzel cümlelerden biri de ahmet altan' a aittir:

"yanimda kimse olmadigindan degil yalnizligim, yalniz oldugumu soyleyebilecegim kimse olmadigi icin yalnizim ben." (kalabalıklar içinde yanlızlık)

tam olarak burda başlar yalnızlık ama nerde bittiği hala meçhuldur. ne diyordu özdemir asaf yalnızlık için "insanın kendine mektup yazması ve donup donup onu okumasıdır." o mektubu yazmak yalnızlığı başlatır ama kaçıncı okuyuşta bitecektir.. bu yalnızlığın sona ermesiyle ilgili en kabul gören görüş bir müddet sonra alışılmaya başlanılması ve sona ermesidir. bunun gerçek olma ihtimali yoktur. bu ve benzeri cümleler yalnızlıktan bihaber kalabalık ortamlarda söylenmiştir ve o kalabalığın kabul edeceği en güzel sözlerdendir. ayrıca yalnızlığın kendini sevmein doruk noktası gibi bir tanım yapmakta bir o kadar yanıltıcı ve anlamsızdır.

insanın her zaman yalnız olduğu bir gerçektır ama burda bahsedilen yalnzılık düşünsel konularda ve bazı dönüş noktalarında direksiyonu tek başına yönlendirmek olarak tanımlanabilir.

yalnızlığın en güzel tariflerini yapan şairler; yalnızlık konusundaki en başarısız kişilerdir. yalnızlığı anlatan her cümle yalnzılık bittikten sonra kalablığa kavuşma hevesiyle yazılır. (misal bu cümle)

yalnzılık bir tercihse eğer her zaman için geçici bir haldir bu çünkü yalnızlık gittikçe artan bir dozaja sahiptir. öyle bir an gelir ki kendine söyleyeceğin cümleyi daha önce defalarca söylemişsindir ve kelime kelime ezberindedir. bu asla planlanamaz ve bir tokat misali çarpar size ve bu bahaneyle kalabalığa doğru koşarsınız.

yalnzılığı yaşama halleri ve yalnızlıkla iyi giden şarkılar, kitaplar, içkiler, mekanlar tarif edilir bunların hiçbiri gerçekle uyuşmaz. bunların hiçbiri yalnızlığın varlığında tat veren olaylar değildir. kafa dinlemek, kafa dağıtmak, biraz düşünmek, biraz üzülmek, ayrılık acısını yaşamak için birebir olan bu örnekler yalnızlıkla asla karşılaşmamışlardır. hayatı biraz anlamak ve kendinle tanışmak için iyi bir fırsat olması dışında faydası olmayan bir haldir.


Gerçek yalnızlık: "yalnız değilim çünkü ben varım"

i
ntihara doğru, sona doğru atılan ilk adımdır. aslında adım olarak tanımlamak doğru olmadı, istemsizce olduğunu göre.. tercihi yalnızlık kimsesizlikle bağdaştırılamazken zorunlu olarak yaşanan bu durum kimsesizlik olarak görülebilir. eğer kimse yalnız olduğunuzu bilmiyorsa tam o zaman yalnızsınızdır. bu ne kadar acı olsa da gerçektir. yalnzılık tercihken bilinen bir şeyler vardır yada atılacak adımlar, bir müddet için dahi olsa söylenecek sözler, yürünecek bir yol vardır ama siz istemediyseniz yalnız kalmayı dümdüz bir ovada, bomboş bir ovada bir müddet gökyüzüne bakmaktan (içine dönmekten gayrı) yol yoktur zaten buda bir yol değildir.

gerçek yalnızlık bir dost değildir. dünyanın en anlamlı monologlarının kötü şahididir. işte felsefe, işte insan denilecek noktada susup sizi iyice bunalıma sürükleyen bir düşmandır. yaşadığınız her günden utanmanızı, yaşayacağınız her günden korkmanızı sağlayacak olan şimdiki zaman zararıdır. hiçkimseyken herkese duyulan hasrettir.

bu yalnızlık bir serzeniş değildir, bu yalnızlık bir eylem değildir. parantez içinde yazılan cümlelerin yutulmasıdır. asıl anlatılmak istenen her şeyin kafada bir sağa bi sola vurmasıdır. tek kişiye ait olmayan her şeyin özlenmesidir. bir cinayete ortak olma isteğidir. son için başlangıçtır. sonu başlangıç gibi gösterip bir meçhule yönlendirendir.

kurduğum her cümlede size anlatmaktan kaçındığımdır, çıplaklığımdır.

(kalabalığım yazıma engel oldu)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder