19 Haziran 2009 Cuma

yalnızlık denemesi-2 / Engin DÜZ

yalnızlık değerli anların ortaya çıkması için en uygun andır. değerin doğuş anıdır. yaşanmışın kayda alınma zamanıdır. " yalnızlık tek ağaçlı bir bahçe" aslında yalnızlıkla ilgili akla gelen her cümle hüzün taşır. oysa hüzün bile yalnızlığa ihanet etmiştir. kalabalık hüzünlere denk gelmişliğimizde vardır bir çok kere. (yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi)

şiddetli bir rüzgar halidir, ne kadar zayıf dalınız, kurumuş yaprağınız varsa kopartır. çıplaklığa gidiş gibi görünse dahi içe dönüş halidir. kök değiştirecek bir rüzgar olduğu kesindir. tek başına bir hal gibi görünse de başka insanların varlığından alır kaynağını. her kavram gibi tezatından doğar. insandan kaynaklanan bir insansızlık halidir. insana inançsızlık halidir.

yalnızlıkla ilgili şiirler yazan kalabalık sahibi sunay akın bir yerde çok güzel dokunmuştur yalnızlığıyla:

"
iki çocuk
rahatlıkla oturduğumuz
kapının eşiğine
kendi başıma zor sığınıyorum bugün
büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne? "


yalnızlık büyüme çağında bir hesaplaşma evresidir. temeli sağlamlaştırıp, evvelden kopma dönemidir. yanlışlarala hesaplaşırken yaşanan yanlış bir dönemdir. yanılgılara son verme amacıyla yangına odun atmak için düşülen bir yanılsamdır. (abartmamak lazım kelimelerle tanışma , onlarla oyun oynama günleridir)

kafiyesi olan bir şiirden çekinme halidir.. ( bunu açıklayamayacağım işte) yaz günü hırka giydiğini fark etmektir. hırkayı çıkarıp, üşümek, üşüyünce tekrar o hırkayı giymekten kaçmak ve bir cümlenin ortasında kalakalmaktır. geçmişten bugüne doğru atılan sağlam adımlarla beraber bugüne yaklaştıkça artan bir korkunun tetikçisidir. yaklaştıkça bu ana doğru yarın telaşı sarar bünyeyi ve yarım kalan cümleden utanmaya başlarsın. utanmakla bütünleştiği zaman rezilleşen bir hesaplaşma hali. her cümleme inat gelip-geçer olan bir insan halidir.


kayda alınmayacak bir hayatı yaşamaktır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder